Bayram ALTINTAŞ
bayramaltintas@live.com
MUTLULUK KÖRDÜGÜM GİBİ SEVEBİLMEKTİR
18/04/2016 Bayram ALTINTAŞ – HOLLANDA bayramaltintas@live.com MUTLULUK KÖRDÜGÜM GİBİ SEVEBİLMEKTİR Sorunların üst üste yığılarak neredeyse çözülmez hal aldığı günümüzde Hz. Muhammed’ e her zamankinden daha fazla muhtacız. Eğer O aramızda olsaydı bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi. Bernard Shaw Günümüzde evlilikler ne yazık ki evcilik oyununa dönmekte ve yapılan araştırmalar da bunu göstermektedir. Çünkü bir birlerine sözde delice aşık olanların sahte aşklarına ve de evlendikten hemen sonra boşananlara baktığımızda bunu görmekteyiz. Bir de asırlar öncesine sevgili peygamberimizin sevgisine ve bağlılığına baktığımız zaman; işte o zaman gerçek sevgiyi, fedakarlığı ve sadakati görebiliyoruz. Peygamberimiz buyurdu ki; “Sevdiğiniz insanlara sevdiğinizi bizzat yüzene karşı da söyleyiniz.” buyurmaktadır. Ancak günümüzde insanlar sevdiklerine sözlü olarak “Seni Seviyorum” diyemiyorlar. Ama doğrusu sevdiğimiz insanlara sevdiğimizi söylemeli ve onlara karşı sevgimizi bütün hal ve hareketlerimizle göstermeliyiz. Çünkü peygamberimiz bunu hayatında her zaman göstermiştir. Eşimizi ve çocuklarımızı severken onlara hem sözlü olarak söyleyeceğiz hem de onları kucaklayarak da sevgimizi göstermemiz gerekmektedir. Yani eşimize ve çocuklarımıza bin defa “seni seviyorum” demek yerine: onları gönülden ve yürekten bir defa bağrımıza basmamız çok daha etkili ve kalıcıdır. Sevdiklerimizi ilk günkü gibi seversek bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir yaşam geçirmemize vesile olur. Çünkü peygamberimiz sevdiklerini hep ilk günkü gibi sevmiştir. Ve sevdiğini sözlü olarak söylemekten de çekinmemiştir. Peygamberimizin eşi Hz. Aişe annemiz de bir eşti. Kendisinin sevilip sevilmediğini sözlü olarak da duymak isterdi. Onun için bir gün peygamberimize duygularını açtı: - Ey Allah’ın Resulü, beni seviyor musun? - Evet ya Aişe, elbette seni seviyorum! - Beni ne kadar seviyorsun ya Resulallah? - Kördüğüm gibi. - Hz. Aişe annemiz aldığı bu cevap karşısında çok memnun kalmıştı. - O bu memnuniyetini tekrar tekrar yaşamak adına zaman zaman Efendimize aynı soruyu soruyor ve ; - Ey Allah’ın Resulü kördüğüm ne alemde? Diyordu. Allah Resulü de her defasında Aişe annemizi memnun edecek cevabı veriyordu. - İlk günkü gibi ya Aişe… diyordu. Peygamberimiz sevdiğini defalarca söylüyor. Ve eşi Aişe annemizde zaman zaman “Beni seviyormusun ya Resulallah? diye soruyordu. Günümüzde evlilik öncesinde birbirlerine karşı gösterdikleri davranışları evlendikten sonra ve daha sonra ki yıllarda gösterseler. İnanıyorum ki ne ayrılıklar olur. Ne de ayrılıklardan sonra ortada kalan masum ve sorunlu çocuklar ve gençler olurdu. İnsanlar evlenmeden önceki davranışlarını evlendikten sonra sürdürmedikleri için. Görünürde bir çok anne babanın çocukları var fakat bir çok çocuğun anne babası yoktur. Eğer çocuklarımızın mutlu ve huzurlu yaşamalarını istiyorsak onların annesini sevmemiz ve onlara değer vermemiz lazım. Bizim için önemli olduklarını da hissettirmemiz gerek. DAVETE EŞİNDEN AYRI GİTMEYEN BİR PEYGAMBERİN ÜMMETİ OLMAK Sevgili peygamberimizin güzel et yapan bir komşusu vardı. Bir gün de Efendimiz için yemek yaptı. Sonra da Peygamberimizi davete geldi. Peygamberimiz sordu: - Sadece beni mi çağırıyorsun? Ayşe’yi davet etmiyor musun? Aslında adamın öyle bir düşüncesi yoktu. Sadece Allah Resul’ünü davet ediyordu. O yüzden, “Hayır, sadece sizi davet ediyorum.” dedi. Peygamberimiz de bu “Hayır’a karşı “Hayır” cevabını verdi. Evet Allah Resulü hanımı olmadan bir davete katılmıyor ve bu tavrıyla aile kurumuna verdiği değeri gösteriyordu. Adeta “Aişe’nin olmadığı bir davette ben de yokum” diyordu. İhtimal, adam bu inceliği kavramış olacak ki neden sonra Peygamberimizi tekrar davet etti. Efendimiz yine aynı soruyu sordu: - Aişe’yi de çağırıyor musun? Adam, bu defa “evet”, o da davetimdir” Deyince Efendimiz, eşi Hz. Aişe annemizle davete katıldı. Günümüzün sorunlarına neşter vurmak için peygamberimizi çok iyi tanımamız ve söylediği her sözü ve kelimeyi iyi analiz etmemiz gerekir. Onu tanıdıkça evimizin içine mutluluğun geldiğine şahit olacağız. Çünkü bizim sözlerimizin ve kelimelerimizin altları boşalmış karşı tarafta heyecan uyandırmıyor. Yankı yapmıyor. Günlerimiz sevgisiz ve muhabbetsiz geçtiği için gönül köprülerini kuramıyoruz. Onun için Ömer Hayam’ın dediği gibi her günümüz sevgiyle geçmeli hayatın merkezine sevgiyi almalıyız. “ Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona, Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana, Bir gününü sevgisiz geçirdinse yazık, En boş geçen o gündür, inan bana” PEYGAMBERİMİZLE HZ. HATİCE ARASINDA Kİ SEVGİYİ VE AŞKI ANLAMAK Peygamberimizle eşi Hz. Hatice arasında öylesine bir sevgi ve muhabbet vardı ki, iyi günde de kötü günde beraberdiler. Tam 25 yıl kördüğüm gibi bir evlilik yaşadılar. Bundan dolayıdır ki peygamberimiz Hz. Hatice ye olan vefasını her zaman göstermiştir. Peygamberimiz Hz. Hatice annemiz vefat ettikten sonrada sürekli onun hatıralarıyla yaşamıştır. En zor zamanlarında kendisine bir sığınılacak liman olarak gören peygamberimiz, onun kendisine yaptığı iyilikleri hiçbir zaman unutmamıştır. Bundan dolayıdır ki zaman zaman Hz. Aişe annemiz, peygamberimizin Hz. Hatice annemizden bahsedince kıskandığı olmuştur. Peygamberimiz 25 yıl en zor zamanlarda servetini İslam yolunda harcayan ve en zor ve çaresiz kaldığı günlerde kendisine destek olan, adeta terapi yapan ve de hiç kimsenin yanında olmadığı bir zamanda sığınılacak bir limanı olan Hz. Hatice annemizi nasıl unutabilirdi. “İyi günde kötü günde beraber olmak” sözünü sevgili peygamberimiz bizzat eşi Hz. Hatice annemizle yaşadığı evlilikte görebiliyoruz. Onlar bu sözün altını doldurmuşlar, dolu dolu mutlu bir evlilik yaşayarak da bizlere örnek bir model olmuşlardır. Alain’in de dediği gibi birbirlerini yürekten sevdiklerini hissettirmiş iyi günde de kötü günde her zaman birbirlerinin yanında olmuşlardır: Doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi öğrettiğin için Düşlerimi gerçekleştirmen için beni yüreklendirdiğin için Önüme çıkan engelleri aşmamı söylediğin için Ve çatık kaşlarımı gülümsemeye çevirdiğin için Beni sevdiğini söylediğin için Ve sevginin nasıl çok özel bir şey olduğunu öğrettiğin için Üzüntülü olduğum zaman gözyaşlarımı sildiğin için. Ve öfkelendiğim zaman beni sakinleştirdiğin için Yaptığın iyiliklerle başkalarına yardım ettiğin için Ve bunu da başkalarına yardım etmeyi öğrettiğin için Moralim bozuk olduğu zaman bana sarıldığın için Ve kulağıma seni Seviyorum diye fısıldadığın için Teşekkür ederim Teşekkür ederim ailem sana tüm yaptıkların için Sizler olmasanız kim bilir nerede olurdum. İnsanoğlu, sevildiğini sandığı için aşık olur. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
MUTLULUĞUN İLK ADIMI ÖNCE SEVGİ - 03/11/2016 |
Hayata baktığımız zaman sevginin olduğu yerde mutlaka bir güzelliği görürüz. Sevginin olmadığı yerde de nefreti ve kini görürüz. Onun için günümüzün hastalıklarına en büyük şifa sevgidir. |
VEFALI OLMAK İNSAN OLMAKTIR - 26/02/2016 |
Hayatın içinde hepimiz bir vefasızlıgın örneğini görmüş veya yaşamışızdır. Bazen çok vefasız insanlar olduğu gibi çok vefalı insnalar da vardı. |
GURBETTEN SILAYA GÜZELLİKLERİ SİZLERLE PAYLAŞMAYA DAİR - 19/02/2013 |
GURBETTEN SILAYA GÜZELLİKLERİ SİZLERLE PAYLAŞMAYA DAİR |