(GÖDET) GÜLDERE Köyünün kendine has
özelliklerinden birisi
olan saya; koyun çobanlarının,
çobanlık ücretlerini
almak için, yılın belirli
aylarında düzenlemiş oldukları
törenlere verilen
isimdir.
Köyümüzün çobanlarının, şamanlık dönemlerine dayanan
geleneksel törenleri, her yılın, şubat ayının
ikinci
yarısı içinde, diğer bir ifadeyle koç katımı
günlerinden
başlayarak, yüzüncü günün sonunda, yani
kuzuların anne
karnında tüylenmeye başladıkları güne
kadar sürer.
Bu günlerde, her oba, ve mahallenin
çobanları,
koyuncuların evlerine ve semt odalarına
akşamları
gelirler; aşağıda başlangıç dörtlüğünü
vereceğimiz
şiirleri okuyarak saya törenlerine
başlarlar:
Selamün Aleyküm Bey
evleri
Bir birinden yeğ
evleri
Saya geldi duydunuz
mu?
Selam verdi aldınız
mı?
Koyunların döl zamanının yaklaşmakta olduğunun
bir
müjdecisi olan bu mutlu günde, çeşitli
deyişlerle
kendilerine müjdeler veren çobanlarına
koyuncular, maddi
durumlarına göre, çeşitli yiyecek
ve giyecekler hediye
ederler; bazı koyun sahipleri ve
çoban ağaları da,
çobanların şerefine akşam ziyafeti
hazırlayarak, onlara
ikramda
bulunurlar.
Yenilip, içildikten sonra koyuncular,
çeşitli sohbetler
ederlerken, seçilen bir çoban
sırtında kepeneği, elinde
çomağı ve Kaması daha önce
hazırladığı, adına Arap denilen
kişi ile birlikte
içeri girer.
Arap denilen, ya çobanın on, onbeş
yaşlarındaki oğlu
veya yamağı, ya da seçtiği uygun
birisidir. Çoban
içeriye girmeden, seçtiği kişiyi
Arap’a benzetebilmek
için, yüzünü isle siyaha boyar;
üzerine de, Arabın ta
boynuna kadar gelen, büyükçe
bir erkek şalvarı giydirir.
Bu şalvarın uçkuru arabın
boynundan büzgülenmiştir.
Elleri de şalvarın içinde
kalan arabın boynunda, bazı
yerlerinde, irili ufaklı
koyun çanları vardır. Çanların
daha fazla ses yapması
için, zıplayıp çırpınarak,
çobanın arkasından gelen
arap, odaya girince ortaya ulu
orta yatıverir. Koca
kepeneği içinde çoban da çomağına
dayanarak, yerde
yatan arabın yanında durur ve sayayı
saymaya
başlar.
Saya sayılırken, odada bulunanlardan uygun
bir kişi, her
dörtlüğün sonunda “EYVALLAH’ der ki bu
söz, çobanın
saydıkları deyişlerin topluca tasdik
edildiği anlamına
gelir.
Çobanların saya sayması devam ederken, yerde yatan
ara
sıra kımıldayarak çanlarını tıngırdatan, ağzı
açık bir
vaziyetteki araba, herkes çeşitli hediyeler atar.
Çobana da uygun bahşiş ve hediyeler
verilir, ya da o
sırada söz verilen bahşiş ve
hediyeler ertesi gün
toplanır.
Böylelikle, her semtin ve her
obanın
çobanı, bir veya birkaç akşam odaları, koyuncu
evlerini
dolaşarak sayayı sayar. Araba verilen hediyeler arab ve
çobana aittir. Törenlerde, çoban için toplanan
bahşiş ve
hediyelerin biriktirilmesiyle ilgilenen
semt
delikanlıları da, toplanan yiyeceklerden bir
miktarınıda
alakoyar. Bunlardan ileriki günler için
akşam yemekleri
hazırlatırlar. Bu yemekler, çobanda
dahil olmak üzere
topluca ve mahalle odasında
yenilir. Yemeklerde
sohbetler, eğlenceli oyunlarda
oynanmak surteiyle adeta
bir bayram havası
yaratılırdı.
Çobanın hakkını toplamak için, koyun
sahiplerini
dolaşırken söyledikleri deyişlerden en
meşhuru şudur Selamün Aleyküm Bey
evleri
Birbirinden yeğ evleri
Saya saya sekiz aya
Koç katarlar dokuz aya
Saya geldi duydunuzmu
Selam verdim aldınızmı
Selamımı alasınız
Güğül güğül yayasınız
Bu saya iyi saya
Hem fakire hem zengine
Bu saya batıydı, Beğin Abdullah adıydı
Hü dedim hüü hü dedim hüü
Koyunun yüzünü yetirdik
Kuzunun tüyünü bitirdik
Güde güde elli güne getirdik
Birinden bin olsun koyunum.
Sağına yattı yozladı
soluna yattı kuzuladı
Döndü çarasını yaladı
Birinden bin olsun koyunum.
Ak koyunumun ağı var
Yüreğinde yağı var
Onu sağan gelinin
Ak bilekli kolu var
Hü dedim hüü hü dedim hüü.
Bir ala kuzu kuzuladı
Ak tekerek kuzusu var
Örtme kepenek ağılı var
Bu koyunları sağan kızların
Çığsalı kolları var.
Bahar gelir yaz gelir
Turna ile kaz gelir
Bu koyunları sağmaya
Kocaya gidecek kız gelir
HÜ dedim hüü hü dedim hüü...
KAYNAK KİŞİ KADİR GENÇYİĞİT(CERDALİNİN KADİR)
RİVAYET EDİLİRKİ YAKIN TARİHDE KÖYÜMÜZÜN EN İYİ SAYA TEMSİLCİSİ MERHUM BEĞİN ABDULLAH DIR.